28 Mayıs 2011 Cumartesi

Makyaj.

Bu sabah çok erken kalktım, sevdiğin tatlıdan yaptım. Yerken onu tek başıma, sessiz sedasız ağladım. Kalktım bir çay demledim, açtım bir film zledim. Zaman bir türlü geçmedi, bütün evi temizledim.. Geçmiyor günler, burda senden uzakta. Yığıldı şişeler, her gün mutfakta. Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım. Durmadan yedim, e biraz kilo aldım.




Çok uğraştım inan unutmak için seni, o gün sarıldığımızda söz verdiğim gibi. Son bir öpücüğü çok görmüştün bana. Biliyorum demiştin ben gideceğim..

Sıkıldım kendimden aptalmıyım neyim ben, Neyin var böyle neden kurtulamıyorum senden ? Affet beni sevgilim unutamadım seni. Hiç halim yok uyanmaya, sevemem sensiz günleri.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Hayat acınası tadında.

Böyle nefes alamıyorum gibi son günlerde. Ne kadar derin çeksemde havayı rahatlıyamıyorum, yetmiyo gibi. Yaşananlar mı beni bu kadar çok yıprattı yoksa yaşanacak olanlar mı bilmem. Gamsız gibiyim gerçi şu ara. Kötü bi şey olsada hissetmiyorum gibi (Sonradan acısı çıkmasında).

Of tatil yapmak istiyorum artık. Uzuuun şöyle, en güneşlisinden.

Insanın hayatında unutamayacağı gerçekler olması çok acı. Benim var. Asla pişman olmadığım acı bi gerçeğim var. Dünyanın neresine gidersem gideyim değişmeyecek olan acı gerçek. He birde finaller var hacıt.

- Takılıyorum işte . Sınıfta bırakmak için resmen uğraş gösteren hocalara yardım ediyorum bende , çalışmıyorum . Iyide yapıyorum bence . Gayet iyi hissediyorum abi . Gamsız hayat .. 


Hadi takılmaca hayatıma devam ediyim öyleyse. Görüşürüz.

24 Mayıs 2011 Salı

Yorgan altı yazısı.

Insanlar yabancı, insanlar anlamıyor..

Hayat acımasız, hayat affetmiyor.. Ve ben içinde bulunduğum şu durumdan hiç hoşnut değilim. Uzun yazınca çok konuşmuşum gibi geliyor. Halbuki insanın kendini ifade edebilmesi içindir kelimeler. Bugün onları yormak istemiyorum.

~

Kısaca her şeyin başı su. Iyi geceler.

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Anlayamadığım şeyler var. Birde çok iyi anladığım.

Bilmiyorum nereden başlayayım. İçine atmak bana göre değil. Anlatmalıyım, paylaşmalıyım. Buda iyi bi şey değil. Cevabını bulamadığım sorularım var. Bir bilinmezlikteyim kurtulamıyorum. Kendimi ateşin içine attım farkındayım. Bende yandım mı yoksa sıyrıklarla atlattım mı bilmiyorum. Yalanın insanın canını ne kadar acıttığını anladım. Bende yalan söyledim açık konuşayım. Ama hiç biri altından kalkamayacağım kadar büyük değildi. Öyle şeyler gördüm, öyle şeyler yaşadım ki hayatta böyle şeyler benimde başıma gelebilirmiş anladım. Anladığım bi şey daha var. İnsan ne yapıyorsa kendi için yapıyor. Ben kendim için neyin iyi neyin kötü olacağını henüz kestiremediğim için bi şey yapmıyorum. Duygularım tökezledi. Bu sefer afallayan ben oldum. Aslında şimdi yazarken bile ne kadar uzattığımı fark ettim. Sonuç olarak artık kendi yoluma bakmam, her önüne gelene güvenmemem gerektiğini anladım. Vay be ne çok anlamışım. Anlamak için ne çok düşünmüşüm. Ne çok yorulmuşum. Anladığım şeyleri yürürlüğe koymak için kalbimden kanunun çıkması gerekiyor. O da hükümsüz artık ya neyse. Hala acı çekiyorum. Ne zaman biticek ? Aklıma geldiğinde çektiğim her ah beni biraz daha tüketiyor hissediyorum. Korkuyorum bazen nasıl çıkıcam bu keşmekeşin içinden diye. Düşünüyorum düşünüyorumda.. pek yol katettiğim söylenemez açıkçası. Bunun farkında olmam ayrı bi üzüyor beni. 


Neyse size bir şarkı armağan edeyimde kabuğuma çekiliyim yine.