7 Haziran 2011 Salı


Önce aşık oldunuz hep.
Sonra ağır geldim,
Kaldıramadınız.
Bıraktınız,
Paramparçalığımın parçalarında parmak izleriniz.
Yoruldum kendimi toplamaktan.


                                                               -Ama bıkmadım.

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Makyaj.

Bu sabah çok erken kalktım, sevdiğin tatlıdan yaptım. Yerken onu tek başıma, sessiz sedasız ağladım. Kalktım bir çay demledim, açtım bir film zledim. Zaman bir türlü geçmedi, bütün evi temizledim.. Geçmiyor günler, burda senden uzakta. Yığıldı şişeler, her gün mutfakta. Tiksindim makyajdan, aynalarımı çöpe attım. Durmadan yedim, e biraz kilo aldım.




Çok uğraştım inan unutmak için seni, o gün sarıldığımızda söz verdiğim gibi. Son bir öpücüğü çok görmüştün bana. Biliyorum demiştin ben gideceğim..

Sıkıldım kendimden aptalmıyım neyim ben, Neyin var böyle neden kurtulamıyorum senden ? Affet beni sevgilim unutamadım seni. Hiç halim yok uyanmaya, sevemem sensiz günleri.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Hayat acınası tadında.

Böyle nefes alamıyorum gibi son günlerde. Ne kadar derin çeksemde havayı rahatlıyamıyorum, yetmiyo gibi. Yaşananlar mı beni bu kadar çok yıprattı yoksa yaşanacak olanlar mı bilmem. Gamsız gibiyim gerçi şu ara. Kötü bi şey olsada hissetmiyorum gibi (Sonradan acısı çıkmasında).

Of tatil yapmak istiyorum artık. Uzuuun şöyle, en güneşlisinden.

Insanın hayatında unutamayacağı gerçekler olması çok acı. Benim var. Asla pişman olmadığım acı bi gerçeğim var. Dünyanın neresine gidersem gideyim değişmeyecek olan acı gerçek. He birde finaller var hacıt.

- Takılıyorum işte . Sınıfta bırakmak için resmen uğraş gösteren hocalara yardım ediyorum bende , çalışmıyorum . Iyide yapıyorum bence . Gayet iyi hissediyorum abi . Gamsız hayat .. 


Hadi takılmaca hayatıma devam ediyim öyleyse. Görüşürüz.

24 Mayıs 2011 Salı

Yorgan altı yazısı.

Insanlar yabancı, insanlar anlamıyor..

Hayat acımasız, hayat affetmiyor.. Ve ben içinde bulunduğum şu durumdan hiç hoşnut değilim. Uzun yazınca çok konuşmuşum gibi geliyor. Halbuki insanın kendini ifade edebilmesi içindir kelimeler. Bugün onları yormak istemiyorum.

~

Kısaca her şeyin başı su. Iyi geceler.

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Anlayamadığım şeyler var. Birde çok iyi anladığım.

Bilmiyorum nereden başlayayım. İçine atmak bana göre değil. Anlatmalıyım, paylaşmalıyım. Buda iyi bi şey değil. Cevabını bulamadığım sorularım var. Bir bilinmezlikteyim kurtulamıyorum. Kendimi ateşin içine attım farkındayım. Bende yandım mı yoksa sıyrıklarla atlattım mı bilmiyorum. Yalanın insanın canını ne kadar acıttığını anladım. Bende yalan söyledim açık konuşayım. Ama hiç biri altından kalkamayacağım kadar büyük değildi. Öyle şeyler gördüm, öyle şeyler yaşadım ki hayatta böyle şeyler benimde başıma gelebilirmiş anladım. Anladığım bi şey daha var. İnsan ne yapıyorsa kendi için yapıyor. Ben kendim için neyin iyi neyin kötü olacağını henüz kestiremediğim için bi şey yapmıyorum. Duygularım tökezledi. Bu sefer afallayan ben oldum. Aslında şimdi yazarken bile ne kadar uzattığımı fark ettim. Sonuç olarak artık kendi yoluma bakmam, her önüne gelene güvenmemem gerektiğini anladım. Vay be ne çok anlamışım. Anlamak için ne çok düşünmüşüm. Ne çok yorulmuşum. Anladığım şeyleri yürürlüğe koymak için kalbimden kanunun çıkması gerekiyor. O da hükümsüz artık ya neyse. Hala acı çekiyorum. Ne zaman biticek ? Aklıma geldiğinde çektiğim her ah beni biraz daha tüketiyor hissediyorum. Korkuyorum bazen nasıl çıkıcam bu keşmekeşin içinden diye. Düşünüyorum düşünüyorumda.. pek yol katettiğim söylenemez açıkçası. Bunun farkında olmam ayrı bi üzüyor beni. 


Neyse size bir şarkı armağan edeyimde kabuğuma çekiliyim yine. 


9 Şubat 2011 Çarşamba

Şu hayatta yapmak istediğim çok şey olduğunu farkettim. bi yerden başlanmalı artık. hiç kitap okumuyorum mesela hiç. davinci şifresini bitiremedim bi türlü. şu günlerde canımda sıkkın ondan kaynaklanıyo olabilir. sevgili meselelerinden çok sıkıldım. bana göre değilmiş onu anladım. duygularımı yoğun yaşıyorum ve fazla üzüntüye dayanamıyorum. şu yaşadığım bikaç olaydan sonra sevgilim olması içinde erken olduğunu düşünüyorum. şuan bunlar için vakit harcamamam gerektiğini farkettim. ilk defada bu kadar ciddiyim kendime karşı. kimseyi üzmek istemiyorum ama her defasında kendim üzülüyorum. aslında hayatta hiç bi şey için üzülmeye değmez hiç bi şey için ! 

defne joy foster için çok üzgünüm, anlatamam. hayatta bişeylerin değerini anlayabilmek, kavrayabilmek için böyle örneklerin olmak zorunda olması çok acı. gün içinde belkide hiç aklımıza gelmeyen şey bi gün başımıza gelecek olmasıda çok acı. bu gerçekle yaşıyoruz. şöyle bi durumda var. bu sözüde benim için hayatta en özel insanlardan biri, öz olmayan ama öz olsa ancak bu kadar sevebileceğim abim söylemiştir. bugün, tamda şimdi izleyeceğimiz filmin sonunu bilmiyoruz. ama kendi yaşadığımız hayat bi filmse, biz kendi filmimizin sonunu biliyoruz. ben hiç tanımadığım insanın bile sonunu biliyorum. garip değil mi gerçek bu. insan duygusallaşıyor, hayata farklı gözle bakıyor. benim üzüldüğüm ve gerçekten acı çektiğim bi başka noktada; defne, sadece televizyondan görüp tanıdığım bi oyuncu, sunucu vs. defne için bu kadar yıkıldım.. ya da barış manço için ya da barış akarsu için.. yani ailemize bi şekilde ismiyle girmiş insanlar için bu kadar üzülen ben allah korusun ailemden birisini kaybettiğimde ne yapacağım ? düşünemiyorum. düşünmekte istemiyorum zaten. 

onun dışında yazının başında da söylemiştim. yapmak istediğim çok şey var. müzik adına yapmak, söylemek istediklerim var. ve biraz çevre yapmak istiyorum bu konuda. 
çizim yapan ve bu konuda gerçekten başarılı olan arkadaşları tebrik ediyorum burdan ! benim için "sanat" kelimesinin anlamlarından biri. çok ilgi duyuyorum ve çok özeniyorum aslında ama malesef öyle bir yeteneğim yok :)

son olarak guitar hero'ya sarmış durumdayım. sabah akşam oynamak istiyorum. hatta eve alma planlarım var ilerde o derece ._.

şimdilik bu kadar, hayat güzel, üzülmeye değmez hiç bi şey için unutma. kendine dikkat et ! bende edeceğim ;) hoşçakal.

8 Ocak 2011 Cumartesi

hayat gailesi zart zurt işte.

evet yine farkettim ki uzundur bakmıyorum senin yüzüne. aslında finalleri takmaz halim ve bilgisayarı açar açmaz msn & face ayrılmaz ikilisini açmam rutin olarak devam etmekte ama arada sen kaynıyorsun ne yazıkki :) görüşemediğimiz günlerde senin aslında ne kadar yararlı bi şey olduğuna karar verdim. şu günlerde mutluyum, final öncesi sessizlik diyorum ben buna :) sadece fizy kapandığı için içimde bi burukluk var o kadar ._.

şu geçen bi haftada düşünüyorumda başıma neler geldi. mükemmel bi insanla kardeşliğimizi ilan ettik. onun dışında ne kadar bencil olduğumu farkettim. sadece kendimi düşündüğüm için ilişkimi bitirdim. ayrıntılara girmiyorum sadece hataydı. ama ne kadar iyi bi insana denk geldiğimi unutmuşum ve birde beni ne kadar çok sevdiğini. beni kaybetemeye göze alarak sırf hatamı göreyim diye ayrılmak için ne yaptıysam aynısını yaptı. düşünememiştim işte onun ne kadar üzüldüğünü, ne kadar çok acıttığını. çok acıtıyomuş anladım (!) inat olsun diye değil sırf göreyim diye. vee yine birlikteyiz. üstümde onunla ilgili baskılar var yok değil ama şuan umrumda değil onu seviyorum ve oluruna bıraktım. çok erken olduğunu düşünenler olabilir ki bende bunu savunanlardandım. aslında hala savunuyorum. ama aşk seni bulduysa ne yapabilirsin :) yeni slogan: dene gitsin, oluruna bırak!

birde şu sülüman olayına değinmek istiyorum. türkiye'nin yeni gündemi. dün yaprak dökümü'nün finaliydi bugün sülüman oldu. harbi yaprak dökümü'nün finali çok konuşulmadı sanki? gündem çabuk değişiyor. şimdi herkes bi şey söylüyo. tartışılan konuya hayretler içerisinde dışardan bakıyorum. yok kanuni sultan süleyman sapık değilmiş nerdeyse bütün hayatını seferde geçirmiş bilmemne. birde bunu türkiye'nin önemli tarihçileri söylüyor. arkadaşlar geçelim bunları! daha olan bi şeyde yok. resmen saray yaşantısını gösteriyo adamlar. yabancı filmde olunca of çok iyi anlatılmış oluyoda bize gelince neden hemen eleştriler? bizim soyumuz nereye dayanıyo araştıran var mı acaba? osmanlı'nın soyu rumlara dayanıyo asıl. adamlarda bunu göstermeye çalışıyolar azıcık ucundanda olsa (!) dün hangi haber kanalıydı tam hatırlamıyorum sanırım habertürk'tü. cengiz semercioğlu konuştu (hürriyet gazetesi yazarı). çok da güzel konuştu aynen katılmaktayım. adam kısaca diyorki: ne bu sabırsızlık! daha ilk bölüm çekildi biraz durun bakalım. tek bi sahnede sultan'ı sapık olarak adlandırmak yanlış. ileriki bölümlerde sefere çıkıcak filan şeklinde konuştu. birde filmin senaristi (meral okay) dizinin bu yıl sadece kanuni'nin 5 yılını bitirebileceklerini ve şuan 9. bölümü yazdığını açıkladı. bununda en az 5 yıl süreceğini biliyoruz artık. eğer tarihin gerçekliklerine göre devam ederse bırakmam. ha milletin derdi beni mi gerdi? gerdi tabi her şeye bi eleştrimiz var çünkü! 

neyse sevgilimi çok seviyorum, kimse umrumda değil, finallerim var, emre aydın'a aşığım, arada uğrarım, hoşçakal falan.

31 Aralık 2010 Cuma